Biyokimya Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Bahri GÜR;
Üniversitemiz ile Diagen Biyoteknolojik SistemlerA.Ş. ortaklığı ile Kalkınma Ajansları Yönetim Sistemi (KAYS) uygulaması üzerinde Ankara Kalkınma Ajansına proje teklifimiz yapılmıştır. Proje Teklifi Başvuru Kodu: Gecici_TR51/20/COVID_KA/0808'dir.
Önerilen projede COVID-19'a neden olan virüsün SARS-CoV-2'nin hassas tespiti için poli (amino ester) 'in karboksil grupları (PC) kaplı Fe3O4 manyetik nanopartiküllerin (pcMNP'ler) sentezi ve pcMNP tabanlı viral RNA ekstraksiyon yönteminin geliştirilmesi amaçlanmıştır. RNA ekstraksiyon zamanı normal şartlarda 40-60 dakikada yapılırken önerilen çalışma ile 20 dakikaya düşürülecektir. Bu çalışmada prototip üretilmesi amaçlanmıştır ve bir sonraki aşamada TÜBİTAK veya TÜSEB üzerinden ürün geliştirme odaklı projeler gerçekleştirilecektir.
Havacılık Yönetimi Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Selçuk EKİCİ (Eskişehir Teknik Üniversitesi destekli projede araştırmacı olarak görev almakta);
Project Title: Investigation the performance of existing masks with PIV test system and biological tests and new product-design suggestions
Abstract
The use of masks becomes very important during epidemic periods. In this recent epidemic we have experienced, it has been observed that there are problems regarding both standard mask production and correct mask use. Our project is presented as a TRL7-level project to create a product to meet this need.
This project consists of two stages. In the first stage; It is the visualization of the current in the face area in relation to the practical use of the mask and detailed data on the performance / sealing of the different masks. Studies in this context will be carried out with the PIV (Particle Image Velocimetry) system in our university. In this study, the performance of the mask on the mannequin face placed in a setup will be measured. While doing this, the performance of the "silicone mask frame" product, which we designed in order to increase the efficiency and tightness of the masks, will also be determined.
In the second research part of the project, bacterial filtration efficiency test of the mask will be performed. Staphylococcus aureus suspension will be applied as aerosol on both surfaces of the mask. The level of mask permeability is very important in mask use. The purpose of the test is to determine if bacterial filtration efficiency is 98% or more. Thus, it will be determined that the bacteria outside will not pass into the inner surface of the mask and the bacteria on the inner surface will not pass into the air. As a result of these tests, the bacterial permeability of the masks tested with PIV will be determined.
PIV (Particle Image Velocimetry), which has a wide range of uses from the health sector to the agriculture sector, automotive industry to mining, furniture industry to the pharmaceutical industry, is a flow meter with particle imaging. PIV, which has the ability to make instant velocity measurements in two or three-dimensional areas with high accuracy, is an advanced flow visualization method.
In this study planned to be realized through the project, it is planned to conduct permeability tests of various masks produced to prevent respiratory viral infections in the PIV test rig, which is already installed and actively working within Eskişehir Technical University and is rarely found in Turkey. In the tests planned to be performed, properties of many masks and textile products with various textile features in order to prevent respiratory viral infections will be transformed into a universal diagram with a scaling scale that will be developed using different sizes of reflective seeds for spraying. Thus, a template scale, which can be used before the production process, will be presented worldwide for many kinds of masks and textile products. In addition, within the scope of the project, by quickly determining the protective feature of many masks made of all kinds of textile products that have been put on the market in order to protect public health, it can be revealed that the probability of the spread of the disease is high in case of which of the products put on the market is used. In addition, we think that the presence of airflow from certain areas where the masks cover the face will enable the development of a silicone-based sealing product in line with the results we have achieved within the scope of the project.
Keywords: Particle image velocimetry, covid-19, N95, face-mask
Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Sait YILDIRIM (Covid-19 salgını üzerine çalışma yapmakta);
"Salgınların Sosyal Psikolojik Görünümü: Covid-19 Pandemisi Örneği" isimli çalışmada salgının bireysel ve toplumsal etkilerini ortaya koymak amacıyla uygulamalı bir araştırma sürecindedir. Çalışmanın içeriğiyle ilgili bilgi;
Salgın ve benzeri felaketler insanlar için sağlık anlamında bir tehdit oluşturduğu gibi, insanları sosyal psikolojik olarak da etkilemektedir. Kaygı, panik, belirsizlik ve risk; bireysel, toplumsal ve evrensel anlamda bir korku kültürü oluşturmaktadır. Mevcut salgın, ulaşım olanakları aracılığı ile birçok ülkeye kısa sürede yayılmış durumdadır. Salgının yayılım hızı sağlık ile birlikte sosyal anlamda da küresel krizleri kaçınılmaz kılmıştır. Çok daha hızlı yayılması ise riskleri arttırmış durumdadır. Bu sebeple çalışmamızda Covid-19 salgınının bireysel ve toplumsal etkileri üzerine bir eğilim gösterilmiştir. Bu çalışmanın amacı, genel olarak salgınların, odak olarak ise Covid-19 salgınının sosyal psikolojik görünümünü uzman görüşleri ile değerlendirerek ortaya koymaktır. Bu kapsamda sosyoloji, psikoloji, felsefe, sosyal hizmet ve ilahiyat alanlarından toplamda 10 uzman ve akademisyen ile nitel görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Görüşmelerde salgının ortaya çıkışına dair değerlendirmeler, salgının sosyal ve psikolojik etkileri ve salgın sonrası sürece dair öngörülere ait sorulara yanıt aranmıştır. Araştırmada, nitel görüşme tekniği kullanılarak verilerin içerik analizi yöntemi kullanılarak çözümlemeler yapılmıştır. Kuramsal olarak Ulrich Beck’in “Risk Toplumu” kavramsallaşması üzerinden salgınların nitelikleri değerlendirilmiştir. Araştırma bulgularına bakıldığında salgının açıklanma biçimi; nedensellik ilkesi çerçevesinde, özelikle sanayi devrimi sonrası süreçte insan doğa mücadelesinde olagelmiş tahribatlar sebep olarak öne sürülmüştür. İnsan doğa ilişkisinde üretim ve tüketim odaklı doğanın sömürülmesi ile evrensel boyutta risklerin kaçınılmaz olduğu görüşü dile getirilmiştir. Bu kapsamda dini bağlamda açıklamalar da nedensellik ilkesini destekler niteliktedir. Dinsel söylem ek olarak doğanın tahribatı ile birlikte insan hakları ihlallerinin ve dünya odaklı yaşam sürmeye karşılık salgın gibi felaketlerin ibret, ceza ve hikmet bağlamında değerlendirilebileceğini öne sürmektedir. Salgının toplumsal görünümü noktasında belirsizlik ve kaygının oluşturduğu korku kültürünün modern risklerin ortak özelliği olduğu ifade edilmiştir. Bu noktada mevcut kısıtlamaların sürekliliği ile toplumsal ilişkilerin dönüşümü bağlamında belirleyici olacağı ve bu sebeple evrensel anlamda kolektif şuurun inşa edilmesinin gerekliliği dile getirilmiştir.